Hatırlamayı ve akılda tutmayı geliştiren 3 ücretsiz çalışma ipucu

Egzersiz, kafeinden daha etkili çalışma alışkanlıkları yaratır
Sıcak bir fincan kahve, gece geç saatlere kadar ders çalışmak için herkesin en iyi arkadaşının yanına gider.
Masanızdaki sıcak kahve fincanının aslında kılık değiştirmiş şeytan olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Kafein size anında enerji artışı sağlayabilir, ancak enerji seviyeleriniz aşağıya doğru bir sarmal oluşturacak ve bu da kendinizi stresli ve fazla çalışmış hissetmenize neden olacaktır.
Çalışma konusunda en önemli ipucumuz kendinizi yorgun hissettiğinizde kahve içmemektir.
Ağır göz kapaklarıyla ve sürekli esnemeyle mücadele etmek yerine egzersiz yapmayı deneyin!
10 km koşuya çıkmak için kitaplarınızı ve çalışma masanızı arkanızda bırakmanızı söylemiyoruz.
Daha iyi bir ruh hali için çömelin!
Hayır, bunun yerine sandalyenizden kalkın ve 30 squat ve ardından mekik ve şınav gibi hızlı egzersizler yapın.
Bunlar çalışma rutininize ekleyebileceğiniz gerçekten iyi egzersizlerdir çünkü küçük bir alanda yapılabilirler ve gerçekleştirilmeleri uzun sürmez.
Egzersiz sizi uyanık tutmanın yanı sıra vücudunuza iyi bir ruh hali kazandıracak hormonların salgılanmasını da sağlar.
Öte yandan kahve, pek de olumlu olmayan çok çeşitli hormonların salgılanmasına neden olur.
Stresli olmak ve yüksek kafein tüketimiyle tükenmişlik dönemine girmek yerine, iyi bir ruh halindeyseniz çalışmaya devam etme ve odaklanma olasılığınızın daha yüksek olduğunu inkar edemezsiniz.
Etkili bir şekilde çalışmak için dikkatinizi dağıtmayacak, sessiz bir alan bulun
Çalışma alanınız, beyninizin hem odaklanma hem de bilgiyi saklama ve daha sonra hatırlama becerisine büyük ölçüde katkıda bulunabilir.
İyi bilinen ama çok etkili bir çalışma ipucu, yatak odanızda ders çalışmamaktır. Beyniniz yatak odanızı uyku ve rahatlama ile ilişkilendirir. Odanızda ders çalışmaya çalışıyorsanız, en yüksek kapasitede performans göstermeniz pek olası değildir.
(Aslında yatak odanız yalnızca uyumak için ayrılmalıdır; bu, yatakta yemek yememek veya TV izlememek anlamına gelir!)
Yatak odanızda ders çalışmamaktan daha önemli olan, yatağınızda ders çalışmamaktır. Yataktayken beyninizin aldığı duyusal bilgiler rahatlık, sıcaklık ve çarşaflarınızın kokusudur.
Tüm bunlar beyninizin kapanma ve uykuya dalmayla ilişkilendireceği şeylerdir. Yatakta çalışmaya devam ederseniz beyninizin yatağınızla olan ilişkisini değiştireceksiniz. Aldığı duyusal bilgileri konsantrasyon, sıkı çalışma ve stresle ilişkilendirmeye başlayacaktır. Böyle bir durumda kendi yatağınızda uyumanız çok zor hale gelecektir.
Peki nerede çalışmalısınız?
Beyninizin bilgiyi hatırlaması gereken ortamı taklit edecek bir yerde çalışmak önemlidir.
Örneğin, bir sınavda ne çalıştığınızı hatırlamanız gerekiyorsa o zaman sınav ortamında çalışmalısınız: Sessiz, diğer insanlardan uzak ve dikkatinizi dağıtabilecek şeylerden uzak bir yerde.
Sınav için çalışıyorsanız, akşam yemeği yiyen, temizlik yapan veya sadece takılan insanların sizi rahatsız edebileceği bir mutfakta ders çalışmayın.
Boş bir odaya, ebeveyninizin ofisine veya yerel kütüphaneye gitmeyi deneyin.
Çalışırken ara verin
Ders çalışırken ara vermenizi tavsiye etmenin mantığa aykırı gelebileceğini biliyoruz, ancak zihninizin ve vücudunuzun bazen dinlenmeye ve toparlanmaya ihtiyacı olduğunu unutmamak önemlidir!
Sık sık ara vermenin aslında odaklanmayı artırmaya, akılda tutmayı artırmaya ve stresi azaltmaya yardımcı olabileceğini biliyor muydunuz?
Molaların tüm gününüzü rahatsız etmesi gerekmez; Bu, en sevdiğiniz TV programının bir bölümünü izlemek veya temiz havada 15 dakikalık tempolu bir yürüyüşe çıkmak kadar basit bir şey olabilir.
Yapıyor olabileceğiniz hataları ortadan kaldırın
30 dakikadan uzun süren molalar vermek (daha uzun molalar yeniden odaklanmayı zorlaştırır)
Mola sırasında hareket etmeyin; bacaklarınızı gerin ve fiziksel hareketlerle zihninizi canlandırın
Yemeği atlamak: Sağlıklı atıştırmalıklara kolayca erişebildiğinizden ve sürekli su içtiğinizden emin olun
Ara vermeden uzun saatler ders çalışmak da zihni yorar, tıpkı ara vermeden yapılan egzersizlerin kasları yorduğu gibi.
Bu nedenle, vücudunuza (hem fiziksel hem de zihinsel olarak) sık sık çalışma araları vererek kendisini toparlama şansı verin.
Bonus: Aynı kokuları kullanmak vücudunuzun bilgileri hatırlamasına yardımcı olabilir!
Hafıza söz konusu olduğunda koku, hatırlama açısından insan vücudunun sahip olduğu en güçlü duyudur.
Beyniniz, kokudan başka hiçbir şeye dayanarak uzun süreli belleğinizden bilgi alma yeteneğine sahip değildir.
Psikologlar, sınava girerken kullanacağınız parfümün, kolonyanın veya deodorantın aynısını ders çalışırken de kullanmanızı önerir.
Beyniniz uçsuz bucaksız bir bilgi uçurumudurve sizin bilinçli olarak farkında olmadığınız bilgileri koruyacaktır.
Bu ne kadar havalı?!